LYNDON LAROUCHE

"11 EYLÜL AMERİKAN HÜKÜMET DARBESİSDİR"

 


Sahte kavgalar, yitik kuşaklar, derinleşen bunalım

TÜRKİYE'NİN SOĞUK SAVAŞI BİTTİ Mİ?
BAŞYAZI

Merhaba

Geçen sayımızda irdelediğimiz Türkiye’nin yönsüzlüğü ve bu bağlamda yön arayışlarının yeniden dar, sahte ve kısır “tartışma düzeyine” saplanıp kalma ihtimalinin ardında uzun bir tarihi süreçle, sürecin içinde biteviye tekrar eden derin yapısal problemler vardır. Türkiye’nin yönsüzlüğünden kurtulabilmesi, tıpkı “kompleks psikiyatrik sorunlar” yaşayan kişinin, erken çocukluk geçmişine döndürülmesi gibi, sahte kavgalar, sahte kavgalara kurban edilmiş “kayıp kuşaklar” ve bu düzlemde negatif sosyo-politik seleksiyon yaşadığı erken tarihine eğilmek, “kendi üzerine” yurtseverce düşünmekle mümkündür. Acılı yakın geçmiş üzerine kafa yormak, herkese bu geçmişten pay düştüğü için şüphesiz hiç kolay değildir. Fakat bu noktada “toplumsal sağaltım” yaşamadan da Türkiye’nin ve Türk insanının derinleşen krizlerinden çıkış yoktur. Varlığı ile ülkesinin varlığı ve bekası arasında kopmaz bir illiyet bağı hisseden herkes, zor ama “olmazsa olmaz” bu görevi başarmak için iletişim kanallarını birbirine açmalıdır.

Birbirine küsmeden, darılmadan, şu ya da bu isimle damgalayıp bir kenara itmeden, hiç olmazsa Çanakkale, Kutulamare, Galiçya, Yemen, Kafkasya ve daha çok sayıda cephede bu aziz vatan için şehit düşen atalarımızın hatırası ve çocuklarımızın onurlu ve güvenli geleceği adına konuşmalı, tartışmalı; dönüp yeniden konuşmalı ve birbirimize dayanmalıyız. Ki Anadolu’nun, aziz ve mahzun vatanımızın evlatlarının canları, kanları bu kadar kolay harcanır olmasın.

Hiçbir şey boşlukta yaşanmadı ve yaşananlar da tarihin karanlık kör karanlığında yok olup gitmedi. Bu nedenle yaşanmışlığı bilince taşıyacak toplumsal refleksin geliştirilmesiyle işe başlanmalıdır. Bu da Türkiye’nin toplumsal enerjisinin serbest bırakılması ve milletin, macerasını özgürce yaşayabilmesinden geçmektedir. Devletin, toplumsal enerjiyi güvenlik ya da başka kaygılarla bastırıp hapsetmeyeceği bir sağduyu çizgisine çekilmesi ve dünya sisteminin boyun eğdirmelerine direnecek milli ve demokratik bir bloğun inşa edilmesi bugün Türkiye’nin birinci önceliğidir.

Milleti değil, devlet aygıtını ve devlet içindeki güçlü pozisyonlarıyla millet aleyhine elde ettikleri çıkarlarını önceleyen ve durmadan “devlet tapınmacılığı” üreten iktidar çeperi Türk devletini batı merkezleri önünde biçareliğe düşürmektedir.

Aidiyet ve haysiyet sahibi herkes, Türkiye’yi çeşitli gaile ve çatışmaların içine yeniden sürükleyecek bu tehlikeli gidişe karşı yurtseverlik bayrağını, hiçbir hamasete sapmadan yükseltmelidir.



 
Burhan Metin
Ahmet Özcan
Erol GÖKA
A.Haluk SENCER
A.Altay ÜNALTAY
Abdullah MURADOĞLU
Toktamış ATEŞ


Dini düşüncenin yeniden inşası: Sürekilik ve yenilik



İslamdüşünce tarihinde üç tür bilgi sistemi, sentezlenerek yeniden inşa edilmelidir.
     
İhsan ELİAÇIK



Asker ve Siyaset



Hasan Ünal

İktidar ve Sol




Reha Çamuroğlu


   


Yarın imzalı yazılar dergiyi diğer yazılar yazarlarını bağlar.
Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Dergimiz basın ahlak ilkelerine uymayı taahüt eder. Yarın 2002 ©