Üçüncü Sayımızla Merhaba, Yeni ve anti-popüler bir derginin, daha ikinci sayısında hem nitelik hem de nicelik olarak bu kadar yoğun bir ilgi ve karşılık bulmasından dolayı kıvançlıyız. YARIN, kendisini vareden 'aidiyet ve haysiyet' dinamikleriyle buluştu, buluşuyor..Aynı yürek çarpıntısı, benzer kaygılar, ortak düşler taşıdığımız ne kadar çok dost varmış meğer..Hiçbir politik yalan rüzgarına kapılmayan, bütün sahte kimliklerden arınmış, kendisi,insanlık ve ülkesi için düşünen, sorular soran ve doğru cevaplar arayan, peşin yargılardan, ucuz kimliklerden, küçük adam söylevlerinden bıkmış ne kadar çok kişiymişiz, sahi.. Biten Eski'nin kavramlarıyla bizi anlamakta ve bir yere koymakta zorlananlar da yok değil. Umarız, onlarda doğan Yeni'nin satıraralarını okuyarak Biz'i anlamayı denerler. …

Bu sayımızda Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkilerini kapak dosyası olarak ele aldık. Hepimizin kaderini ilgilendiren bir konuda , bilgi sahibi ol(a)madan herkesi taraf olmaya olmaya zorlayan ilginç bir süreç başlatıldı. AB yanlısı ya da karşıtı olmak..Biz böyle bir tarafgirliği doğuracak herhangi bir neden görmüyoruz ve bu tarafgirliğe de şüpheyle bakıyoruz.Hangi 'taraf'ta olunursa olunsun, AB meselesini Türkiye'nin, bütün toplumun ve geleceğimizin menfaatleri çerçevesinde ele alıp enine boyuna tartışmak ve ciddi bilgilere dayalı yargıları paylaşmak gerektiğine inanıyoruz. Bunun dışında, bu konunun kamplaşma ve manipülasyon içeren ele alınış tarzlarına ihtiyatla yaklaşmak gerektiğini vurgulamak istiyoruz. Bu yaklaşım, artık pervasızlık düzeyinde Ülkemizi ve milleti aşağılayarak serdedilen marjinal batıcı odağın estirmeye çalıştığı rüzgarı ve o rüzgara kapılanları görmezden gelmemizi engellemiyor. Aynı şekilde bu atmosferi fırsat bilerek sözde vatanseverlik ve millilik karikatürleri çizen yine marjinal başka odakların hangi manipülatif mekanizmalarla hareket ettiğini de gözardı etmiyoruz. Biz bu ülkenin asıl sahibi olan milletin temel çoğunluğunun sağduyusuna güveniyor ve son kararı vereceğine inanıyoruz. YARIN olarak bize düşen, sadece AB konusunda değil her konuda aklı selim ve gerçekçi analizlerle kanaat ve karar oluşum süreçlerine katkı sağlamak. Bu bağlamda Temmuz sayımızla ele aldığımız dosyamızın -yazarlarımızın özgür iradesi ile yaptıkları yorumlar dahil- ana hatlarıyla bu sağduyu çizgisine yardımcı olacağı kanaatindeyiz. Kapak dosyamızdaki makaleler yanında, konuya ilişkin özel ilgisi ve vukufiyetiyle bilinen sayın İlhan Kesici' yle yaptığımız söyleşinin de hayli ufuk açıcı olacağını düşünüyoruz. …

Bu sayımızda Nihat Genç'le de sohbet ettik. Yüreği ve kalemiyle, medyaya ve entelektüel kolonilere rağmen tek başına soylu ve sert bir kavga sürdüren Nihat Genç söyleşisi, eminiz çok tartışılacak. Aynı dalga boyuna, benzer virüslere düçar olduğumuz Nihat Genç'le artık daha sık birlikte olacağız. …

Temmuz sayımızda bir sürprizimiz var. Mr. Lyndon LaRouche, artık Yarın da. Geçen sayımızda büyük ilgi gören söyleşisi ile okuyucularımızın aşina olduğu LaRouche'nin, yine ciddi bir gündem oluşturacağına inandığımız ve ilk defa YARIN içi yazdığı bir makalesini yayınlıyoruz. Sayın LaRouche, artık her sayı Amerika ve dünya gündemine ilişkin analizleriyle bizimle birlikte olacak. …

Bu sayıdan itibaren, artık tüm Türkiye'nin tanıdığı bir isim, Sayın Mahir Kaynak da yazı kadromuza katıldı. 'Gelecek senaryoları' başlığı altında beyin fırtınaları yaparak, Yarınımızı kaygı ya da hamasetle değil, analiz ve planlamayla düşünmeye davet edecek, Sayın Kaynak. …

Bu sayıda çokça ilgi gören Reha Çamuroğlu'nun 'Sol ve Kutsal' ve İhsan Eliaçık'ın 'Süreklilik ve Yenilik' yazı serileri devam ediyor.

Gönül Çınar'ın Sosyete Tarihi, Abdullah Muradoğlu'nun 'Tarihten Güncelliğe'si, Yılmaz Tezkan'ın jeopolitik, Taha Özhan'ın 'Dünya Sistemi' analizleri, Kürşat Özkan, İlhami Güler ve Mevlut Uyanık'ın, akademisyenliğin ötesinde fikri cevelanı yansıtan makaleleri, Hasanali Yıldırımın kültür sayfaları ve Ahmet Özcan'ın 'Açık Mektuplara Cevapları' ile dopdolu bir YARIN'la sizi baş başa bırakıyorum.

Ağustos sayımızda görüşmek dileğiyle, esen kalın.
Seyfettin MUT