Türkiye, her alanda bir fakirleşmenin içinde. Sadece
milli gelirimiz azalmakla, sosyal hayatımızın kalitesi
düşmekle kalmadı, düşünce ve siyasetimiz de "düzeysizleşti".
Perspektif daralması ve zihin körleşmesi ülkemizin
önündeki en büyük tehlikelerden biridir. Siyasal
düşünceler sona erdiğinden, buna bağlı olarak siyasal
hareketler de bitti. Bugün Türkiye'de değişik isimler
altında neredeyse "tek parti" vardır.
Bu tek partinin niteliği de herhangi bir siyasi
düşünce, tasarım ve ilkeye dayanmanın olumsuzlanması,
hiçbir derinlik ve inanmışlık taşımayan düşüncelerin
şalıyla sığ pragmatizm ve oportünizmlerin üzerinin
örtülmesi kurnazlığından başkası değildir. Biz,
siyasal düşünce(ler) olmadan, siyasetin de olmayacağı
kanaatini taşımaktayız. Bugünkü sorunumuz, herşeyden
çok 'büyük politik anlatılardan'yoksun kalmış olmamızdır.
Siyasi
düşünce düzeyinde yaşanan tükeniş nedeniyledir ki
"siyaset", adeta kişilere eşitlenmiştir.
Ali mi Veli mi çekişmesinden Türkiye'nin kazanacak
hiçbir şeyi yoktur. Siyaset, tez ya da proje siyasetine
dönüşmeli, siyasete adım atmak isteyenlerden 'tezi',
'projesi' ve 'tasarımı' sorulmalıdır. Yarın Dergisi
olarak bizler, siyaset ile siyasi düşünce arasında
kopan bağın yurttaşlık ve yurtseverlik bağlamında
yeniden kurulmasına çaba göstereceğiz. Sağ ya da
sol, milliyetçi ya da enternasyonalist, Avrupacı
ya da Avrasyacı, dindar ya da laik gibi bütün pozisyonlarda
siyasi eylem ve tutumların, 'tasarımcı düşünce'
eksenine oturmasıyla Türkiye'nin verimli, yaratıcı
ve sorun çözücü bir atmosfere kavuşacağına inanmaktayız.
Türkiye'ye
dışarıdan, Brüksel'in, Londra'nın, Paris'in, Washington'un,
Berlin'in, Pekin'in, Tahran'ın, Riyad'ın gözlüğünden
bakma alışkanlığı siyaset ve düşünce
hayatımızda ne yazık ki yaygınlaşmıştır. Yarın
Dergisi, Türkiye gözlüğünden başka hiçbir gözlük
takmayacaktır.
Hangi
düşünce, görüş ya da inancı benimserse benimsesin
muhataplarında öncelikle iki şey, Türkiye'ye aidiyet
(yerlilik) ve haysiyet arayacaktır. Türkiye'ye
dayanmak kaydıyla her türlü düşünce, görüş ve
inancın sonuna kadar serbestçe savunulması ve
örgütlenmesinin yanında olacaktır.
Türkiye, giderek "dış merkezlere" daha
bağımlı bir ülke haline gelmektedir. Kendi karar
ve irade alanı daralmaktadır. Devlet ve millet
katında hızla yayılan "güçsüzlük duygusu"nun
etkisiyle, "dışardan güç devşirme" arayışları
artmaktadır.
Yarın Dergisi, "kendine dayanmayı" önceleyecek,
milletin imkan ve kabiliyetlerine (öz)güvenin
geliştirilmesine çalışacaktır. Bu bağlamda, yurtseverlik/vatanseverlik
ve yurttaşlık temelinde bir ortak ülkü ve biz
bilincinin geliştirilmesini hedefleyecektir. Hiçbir
suni ayrım ve dışlamaya yer vermeyecek, şairin
diliyle "bu cennet, bu cehennem bizim"
hissiyatıyla hareket edecektir. Düşünce ve tutumlarında
milletin varlık ve bekasını esas alacaktır. Bu
bağlamda milli meşruiyeti ölçü alacaktır. Devlet
de dahil olmak üzere her siyasal, sosyal, kültürel
olguyu milli meşruiyeti içerdiği kadar onaylayacak,
uzak kaldığı kadar eleştirecektir. Milli Meşruiyetin
kıstası ise milletin, eşit, özgür ve adil seçimlerle
belirttiği iradedir.
Yarın Dergisi, bütün iktidarın millete devredilmesini
isteyecektir. Bağımsızlık ve milli hakimiyet bizim
şiarımızdır.
Yarın Dergisi, devletin, siyasetin, ekonominin
ve kültürün özgürleştirilmesi ve demokratikleştirilmesini
koşulsuzca sahiplenip savunacaktır. Yarın Dergisi
olarak yerli ve haysiyetli her kişi ve kesimi,
ortak sorunlarımıza çözüm aramak için işbirliği
ve dayanışmaya davet ediyoruz.
Mutlu ve güzel Yarınlar dileğiyle…
|
|
Jeopolitik,
sihirli bir formül (mü?)
JEOPOLİTİK;
coğrafyanın siyasi olarak
yorumudur. Tarih, nüfus,
kültürel değerler bu
yorumun unsurlarıdır.
Devletin önünü aydınlatan
ışıklardan biridir.
|
|
|
|
|
Yılmaz
Tezkan
|
11
|
|
|
|
|